Bu haftayı 3 mm.’lik bir toz tanesi ile tanışarak açtık.
İlk ultrasonun verdiği ‘ikiz, üçüz’ olabilir sinyalinden sonra, tek bebek olduğu kesinleşen. Sadece 3mm boyu ile kalbi atan bir bıdık! Daha doğrusu kalp gibi atan kalp hücreleri taslağı onlar =) ama atıyor!
Bu hafta uzuun bir muayene ve sohbetle rahatlattı bizi doktorumuz Işık Kaya! ❤
Hamileliğin bir hastalık değil doğal bir süreç olduğunu, bizim onun gelişimine çok fazla müdahale edemeyeceğimizi, o yüzden hayatımıza normal devam etmemiz gerektiğini bir bir anlattı.
Kaknem doktorun aksine, güler yüzüyle ‘düşüklerin çoğu ilk 12 haftalık dönemde gerçekleşir. Böyle bir şey olursa, doğal seleksiyon olduğu içindir,’ diyerek anlattı bize düşüğün bile neden iyi ve önemli olduğunu. Düşünsenize, aslında tutunmaması gereken bir insan yavrusunu allem edip kallem edip dünyaya getirince ne olacak? Bahsettiğim şey ilk aylar için geçerli tabii. Doğa zaten genelde işini bizden önce yapar, her regl ile belki de hiç farkına varmadığımız gebelikleri sonlandırıp atarmış =)
Böylece eve kendimizden emin, doğaya güvenerek döndük. Ve beklemeye koyulduk.
Bu haftanın olayı: Anneanne olacak canım insanı frenlemek çok zor. Doğmamış çocuğa don biçme uzmanı çıktı! Ben, anne bak düşük riski var bu aylarda dedikçe, çocuğu doğurtup yazlığa mı götürmedi, havuza mı sokmadı… Ben pes ettim, o etmedi galiba.
—-
Ultrason günü: 12.03.2016