Bilenler bilir, 30. haftadan beri ha geldi ha gelecek diye bekledik durduk yavruyu. En son 38 hafta bittiğinde, doktor ”Suyun azalıyor, birkaç gün daha kendisi gelmezse suni sancı vererek tetikleriz doğumu,” demişti.
Tarih: 23 Ekim Pazar
7:30’da attık kendimizi sokağa. İnanılmaz tatlı bir hava, yağmur sonrası serinlikte güzelce yürüdük. Doğum bugün olursa nasıl olur, ay ne heyecanlı derken derken gittik bir pastanede kahvaltı yaptık. Etrafımızdaki herkes konudan bihaberken biz gizli gizli gülüyorduk. Ne acayip, çay içerken doğumu bekleyeceğim aklıma gelmezdi =)
11:30 – Arabadan eşyaları getirdik, valizleri açtım dolaba yerleştim, (tatile gidince de otelde en sevdiğim şeydir odaya yerleşmek), pilates topumu şişirdik, başladık beklemeye. Damar yolum açılırken koldan değil el üstünden açtırdım ki sancılarla uğraşırken hareket etmem daha kolay olsun… Topta hoplayıp muz yiyerek geçti bir saat daha. Bu arada can kuzen Ezgi geldi yanımıza. Biz sancılarla uğraşırken o da yanımızda getirdiğimiz oda süslerini hazırlayıp asmaya, bebek kıyafetlerini ayarlamaya bakıyordu.
13:30 – Hemşireden rica ettim, NST’ye bir el attı, benim 20’lerde görünen ama tatlı tatlı canıma okuyan sancılar meğer 95’miş! NST alıcısı tam oturmamış! Açıklık kontrolü yapılıyor, ”gevşek, 2 santim” diyorlar. Doktorla telefonlaşıyoruz. Bugün bitmeden doğar di mi diyorum, doğar ama daha var diyor…
PAT! Suyum geliyor!
Bizim odadan doğum haberi ummayan hemşirelere sesimi duyuramama korkusu var içimde. Ya inanmazlarsa diyorum, ya sesimize geç gelirlerse, ya sancıya dayanamadığımdan bağırıyorum sanarlarsa…
O an o korkuyla bas bas bağırdım! Suyum geldi diye diye kaç kere bağırdımı bilmiyorum =)
Bu ana kadar her an elimi tutan, git dediğimde giden gel dediğimde koşan, bir yerden sonra halime dayanamayıp ağlayan canım Çağdaş’a bakıyorum. İçimden diyorum iyi ki yanımda, yoksa kanepede doğuruverecektim bir başıma!
Hemşire gitmiyor, iyi ki – yanıma geliyor, seni muayene odasına alalım bakalım diyor. DOĞURUYORUM, burada bakın, geliyor diye bağırıyorum çünkü hissediyorum! Hemşire bir bakıyor, ”Tam”. Yahu tam kaç santim olmuş diyorum can havliyle. ”Tam hanımefendi açıklık tam, sizi doğumhaneye alıyoruz!” diyor.
O anda hem acı hem zevk, hem sona gelmenin rahatlığıyla, filmlerdeki gibi, paldır küldür, çığlık çığlığa doğumhaneye gidiyoruz. Apar topar bir tekerlekli sandalyeye bindiriyorlar, üstüme de bir çarşaf atıveriyorlar.Öyle koşuyoruz doğumhaneye.
Ve ben, yanımda sadece Çağdaş’la, tekerlekli sandalyede, doğumhaneye zar zor yetişiyorum. Sanki saatlerdir orada sancı çeken ben değilim de acil durumdan dolayı hastaneye o an koşarak gelmişiz gibi =)
Nöbetçi doktor geliyor, halam doğuma yetişemiyor. Ben adeta tırmanarak doğum masasına çıkıyorum. Öyle bir hazırlıksız hal ki, steril örtü bile yok masada. Ben oturduktan sonra, ”kaldır popoyu” diyerek seriyor personel.
Orada doktor, ”ıkınma, bir kesi açayım yoksa yırtılacaksın” diyor. Ikınmamak nasıl bir şey bimiyorum diyorum ama tutuyorum kendimi bir şekilde.
16:02 – 3 ıkınma sonucunda, (kafa, omuz ve bacaklar için 3 hamle) Olive Ela hop diye balık gibi çıkıveriyor içimden. Allahım o nasıl bir rahatlama hissi. Tarifi yok! İçimdeki bütün basınç, ağrı, sancı anında kesiliyor. İnanamıyorum bu kadar ani bitmesine.
Ela kucağıma geliyor doğar doğmaz. Bol bol sevip kokluyoruz. Sağolsun bir hemşirenin telefonundan video çekiyoruz. Birkaç da fotoğraf…
Bir süre göğsümde yatıyor. Ne hissedeceğimi bilmeden, şaşkınlıkla kafasını öpüyorum. Oradaki garip hormonlarla neler yaşadığımı bilmiyorum bile… Benim dikişlerim atılmaya geçerken, Ela da hemen yanımızda kontrol edilmeye, ayak izi alımına geçiyor.
Bebek kontrolleri yapıldıktan sonra Çağdaş’a veriliyor. Orada bir hemşire, ”tişörtünüz kirlenir” diyor, Çağdaş da fırsattan istifade çıkarıyor tişörtünü, basıyor Ela’yı koyununa. Canlarım benim diyorum. Bu sahneleri görmek ne acayipmiş!
Saatlerdir bir an yanımdan ayrılmayan Çağdaş’a bakıyorum. Minnetarım. Sevgisi için, gözümü kırpışımdan derdimi anlayıp ne lazımsa onu yaptığı için, elimi hiç bırakmadığı için… Dayanamaz acı çekmeme biliyorum, onun için de hiç kolay değildi çaresizce benim doğurmamı izlemek. O yüzden, beraber doğurduk diyorum. Herkese de anlatırken hakkını veriyorum canımın… Beraber doğurduk biz Ela’yı…
Çağdaş bir bana bakıyor bir Ela’ya… Filmlerdeki gibi, vahşi, doğal, kendi kendimize doğurduk diyoruz sonradan bunları konuşurken… Aylardır ten tene temas yapalım, en son ana kadar odamızda duralım, rahat olalım diye planlar yaparken, en rahatı, en safı geliyor başımıza. Minnetarım. Doğar doğmaz burnumuza çalınan o ekşimsi, sert, ama bir o kadar aşık edici bebek kokusu ikimizi de etkisi altına almış bile. Ben hem Ela’ya hem Çağdaş’a bir kez daha aşık oluyorum…
16:40 – Dikişlerim atılmış, Ela boncuğuna ilk aşısı yapılmış, ayak izi alınmış, kucağımda, 40 dakika önce odadan canhıraş çıktığım aynı tekerlekli sandalye ile odaya dönüyoruz…
Her doğum özeldir, güzeldir, eminim. Benimkiyse hep gönlümden geçtiği gibi gerçekleşti, çok şanslıyım. Fakat biliyorum, bazen işler istendiği gibi gitmiyor, bazen bu hikayenin bambaşka halleri yaşanıyor.
Ve doğum yapmış, o kapıdan geçmiş biri olarak, artık her türlü doğuma, doğana, doğurana bakışım bambaşka! Yeni bir yaşam, hangi şartta olursa olsun kutlanmayı hak ediyor.
Bir kez daha ağlayarak okudum, neden bilmiyorum. Çok güzel. Sevgiler…
BeğenBeğen
❤
BeğenBeğen
Nasil guzel nasil icten cumleler bunlar… Aglayarak , 4 aylik bebisimi emzirirken okudum… Dilerim her sey boyle gonlunuzce olur icinize sinerek. Benimki mecburi sezareyen, sonrasinda kucagimiza bile alamadan bebegin 8gun yogun bakimda kalmasi falan derken biraz fazla zordu ama hepsinden öte merak ettigim o ilk kokusuydu:(( nasip olmadi ama napalim herkese turlu turlu surprizler sunuyor hayat.
BeğenLiked by 1 kişi
Ah! Ne zor olmuş sizinki =( Kıyamam size, çok şükür bugün hepiniz bir aradasınız. En önemlisi de o ❤
BeğenBeğen
Oyyy Zennucum, ağlayarak okudum. Ne özel anlar, ne kıymetli anlar. Tüm bunların tadını çıkarmayı bilen bir ailesiniz, ne mutlu size.
BeğenLiked by 1 kişi
bu aralar analar olarak coşkulu ve ağlak kalemleri aldık elimize desene 🙂 çok teşekkür ederim. Hepimiz kıymetini biliyoruz yavruların, öyle de olmaya devam edelim. 🙏
BeğenLiked by 1 kişi