Anneliğimin 1. ayı

İlk ayı bile kendi içinde bölmek gerek bence. İlk 15 gün, eve gelen bebeğin sarhoşluğu, eğer ilk günden gazlı bir bebek değilse kafa rahatlığı, bol uyku demek. Biz şanslıydık, kızım 38+1’de doğdu, böylece tahmini doğum tarihine 2 hafta vardı. Bebelerin gelişim ve büyüme atakları “beklenen doğum tarihine” göre oluyor, o yüzden kızım doğduğunda, olaylı gecelere birkaç haftamız vardı, biliyorduk.

Henüz hayatımızda gaz derdi yokken melankoliye bol bol yer vardı :). Her akşam ağladım. Kızıma bakıp bakıp ağladım ilk ay. Gözlerim doldu sevgiden, içim titredi bir zarar gelirse diye. Evhamlarım boyut atladı, nefes alıyor mu diye kontrol etmeler zaten fiks her annenin alameti farikası.

Emziremediğim 19 gün boyunca çok mutsuzdum. Kızımla koklaşıp eşimle keyif yaparken bile aklımda hep bir sonraki besleme saati oluyordu. Sağ, pompa yetişene kadar sütler boşa aksın, üstün başın süt olsun, HER YER SÜT olsun ama kızım emmesin, memeye bağırsın… Üzücü ve yorucuydu. Keşke ilk günden daha çok uğraşsaymışım memeyle…

19. günden sonra kızım yavaş yavaş emdi ve hayat güzelleşti. Ben hafifledim.

Her koyduğum yerde uyudu kuzum bu günlerde. Geceleri koynumuzda, slinglerde… Arkadaş evlerine gittik daha kızım minicikken. İçten içe biliyorduk gaz ve uyku dertleri başlayınca görmek iyice zor olacak arkadaşları…

Kızımla ile geçirdiğim ilk 1 ay, yani. #onuncuay sanırım en zoruydu.

Anne olmakla tanışmak,

Eve gelen insanların bebekle ilgili boş fikirleriyle yorulmak,

Benim çocuğum için en iyisini ben bilirim demeyi henüz öğrenmemiş olmak…
Bir yandan sorunlara akıl ve kalp yoluyla çözümler bulmaya çalışmak bir yandan hayatı sorgulamak…

Hayatımda ilk defa “ölmemem lazım,” dedim. “Kızım büyüyene kadar yaşamam lazım” dedim. Bu cümlenin etrafında da bir sürü düşünce uçuşup durdu.

Kızım ile ilk bir ay, hayatımın en yoğun, en çok öğrenmeli dönemi olarak tarihte yerini aldı bile bence. Şimdi uzak bir aydan yazıyorum, çok daha rahatım ama yeni zorlukları var bu bölümün de.

Birinci ayın sonunda, henüz 40’ı çıkmasa da hayli ayıklaşmış, arada gülücükler dağıtan bir bebek ve üzerimden tır geçmiş gibi bir maneviyatla karşılamıştım yeni gelen ayı 🙂

Bu yazıyı okurken ah diyen, iç çeken, benimki nasıl olacak acaba diyen, yakın zamanda doğum yapacak olan ya da yeni bebeğiyle eve gelmiş, gazı, sütü, memeyi dert edinen, kalbi sıkışan, bebeğine bakamayacakmış gibi hisseden tüm annelerin kalbinden öperim.
Birçok dert hızla geçip yerini yenisine bırakacak, stres olmadan sorun çözmeyi zaman öğretecek. Siz bebeğinize sarılın, gerisi gelecek.


Z.

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Twitter resmi

Twitter hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s