Bu ay, Ela’ya bir teşekkür borcum var. Canım kuzum, can kızım. bizimle beraber oradan oraya sürüklenip defalarca uçağa binip, her hafta başka otelde kalıp yine de huzurundan bir şey kaybetmediğin için teşekkür ederim. İnan ki babanla ben bile yorgun düştük, sen gık demedin. Bize sokuldun, avunuverdin. ❤
Bu ay anneliğe dair kafa yormaktan çok Almanya’ya taşınmamıza kafa yorduğum bir ay oldu. Annelik en sevdiğim tarafım olarak bilenip parlamaya devam ediyor. Ela için okumadığım uyku kitabı kalmadı. Ne ağlatmaktan yana gönlüm ne de zorla uyutmaktan, başka bir çözüm arıyor kafam durmadan.
Bu ay sorgulamadığım pek bir şey kalmadı. Hem eş hem de ebeveyn olarak tuhaf girdaplara girdik çıktık kendi içimizde dalgalandık durulduk. Bebek insanı daha özenli ve daha vahşi yapabiliyor. Eşler de bundan nasibini alıyor galiba.
İşte ben de bu ay hem kendimi, içinde bulunduğum ilişkiyi, çevremle kurduğum ilişkiyi, hayatla kurduğum ilişkiyi sorguladım durdum hem de bir sürü şeye kafa yordum. Ne kariyerim kaldı dert edip endişelenmediğim ne de taşınma işleri. Tatlı beynim sağolsun panik butonuna bastı ve konular ardı ardına aktı.
Bu ay, Ela’nın sevgisi ve güzelliği sayesinde depresyona girmekten kurtuldum. Eğer Ela olmasaydı, yurt dışına taşınmak da, bu sürece hazırlanmak da çok daha zor olurdu. İyi ki doğurmuşum boncuk faremi. Bu ay kalbim taşıyor Ela sevgisinden. Çok şükrediyorum bu ay.