#tarihenot olsun diye, kendim için çektim bugün bu fotoğrafı. Gece gece içimden geldi iki kelam yazayım…
🍀Bak biz bu eve taşınalı neredeyse iki ay olacak. Hadi ben İstanbul’a gittim geldim. Kesin taşınalı 1 ay oldu. Ne duvara tablomuzu asabildik, ne de perdemizi. Sadece bir stor var, fotoğrafta dikkate şayan. Perdelerin korniş rayında gezen boncuk gibi şeyleri (sahi adı nedir onların?) buraya uymadı. Mahallede Türk bir terzi var sorduk, “He Türkiye’den gelenler burda pass olmuyor,” dedi. Geçmezmiş yani kornişten. İyi dedik. Nerde satılır öğrendik.
Paketi 1-2 euro ama çeşit çok. Nerdeyse her modeli aldık, geldik, denedik, uymadı… Son şans bi ikea denemesi yapıcaz bakalım. Neyse, işte öyle daha perdemizi takamadık. Salondaki ıvır zıvırı odamıza taşıdım dün. Bizi rahatsız etsin ki çabuk ayıklayalım diye. Amacımız bu haftasonu halletmek. Ha biz tembel değiliz, yaşamayı seviyoruz hepsi bu. Buraya geldiğimizde “hava güzel olduğu an evden çıkın!” dedi kimi gördüysek. Şansımıza da hep haftasonu hava güzel oldu ☀️. Bi geçen hafta 1-2 matkap işi yaptık. Bi de bu haftasonu eşya ayıklayıp tablo asarız herhal. Sonra yine gezmeye devam. Nasıl olsa önümüz kış. Elbet bu ev de yerleşecek dolu dolu, süslü püslü olacak bir gün (bugüne kadar hiçbir evimizde bunu başaramadık, buradan umutluyum 🙂 – İşte ileride Ela’ya şöyle derim “Kuzum sen ataklarla dişlerle uğraşırken biz bu evdeydik. Burası bizim Hamburg’daki ilk evimiz. Evin en güzel köşeleri hep senindi. Sen varken evde süse bile gerek yoktu, öyle de güzeldin!” Hele bi büyüsün de, çok fotoğraf var böyle not olsun diye çekip sakladığım. Sırası geldikçe çıkarırım şapkadan. 🌀