Köpek ve bebek bir arada nasıl oluyor? (evcil hayvan ve bebek)

Köpekle yaşamın kendine has hallerine bebek eklendi. Biberonlar steril ama köpek steril değil napicük? ”Bebek geliyor, köpeği bırakın artık” diyenleri şu yaptığı densizlik mi, canilik mi bilemedik… Peki, eşe dosta bu konu nasıl güzelce anlatılır? Köpek bebeğe nasıl hazırlanır? Aylar geçtikçe neler oluyor?

Sadece kendi deneyimim de olsa, tek bir örnek de olsa arkamda iz kalsın istedim. Buyurun köpekli bebekli ev yazısına:Önden bu bilgiyi vereyim: Ben Diren’i sahipleneli 4 yıl oluyor. O zamanlar tek yaşıyordum. Hayatımın çalkantılı bir dönemi, Gezi’nin hemen sonrasıydı. Bu sürede önce birbirimize sımsıkı bağlandık, hem ev arkadaşı hem kardeş gibi olduk. Hep bir amca havası vardı yavrumun. Anlayışlı, mağrur. Ne bir terlik yedi ne de koltukları parçaladı. Kiraya katılamaması dışında tam bir munis ev arkadaşıydı. (Diren’den önce bir bebek Diren vardı, 4-5 aylık bir deli Golden. Bütün evi yemişti rahmetli <3)   Sonra yanımıza eşim katıldı. Baştan beri benimle yatakta yatan oğlum eşimin gelişine biraz bozulsa da çok hızla alıştı. Diren’in kalbi kocamandır. Hırslandığını, kızdığını görmek zordur. En fazla kırılır, mızıldanır, üzülür… Kızımdan önce evimizde Ceylan vardı. Sokaktan kurtarılmış bir küçük çaçaron, engelli bir köpek. Ceylan’ın bizde kaldığı 6 ayda o kadar çok bebek köpek mızıldanması dinledi ki Diren, hayatından çoktaaan bezmişti. Evde hem Ceylan vardı hem ben sürekli kusan bir hamileydim. Ve canım oğlum bütüün gün yanıbaşımda yatar derdimi dinlerdi. Sonra, kızım geldi. ❤

Diren’le hayatımız çok güzeldi, her zaman çok sakin, neşeli ve dertsiz bir köpek oldu. En fazla, misafir geldiğinde biraz nazlanır, illa beni sevin der. Kızım olunca da misafirimizi, eşi dostu tembihledik. Eve gelen önce uzun uzun Diren’le konuşuyor, masaj yapıyor, seviyor artık allah ne verdiyse, sonra kızıma yanaşıyordu. Şimdi, 9. ayda artık ikisi de yerde yan yana durduğu için gelenlere kolay oluyor, halıya çöküp ikisini birden sevebiliyorlar. ❤

Köpekle yaşamanın bebeğe binbir faydası olabilir. Olmaya da bilirdi. Bu, bizim için, ‘ay çocuğumuz hayvan sevgisi görsün’ diye ayarlanmış kurgulu bir senaryo değil, eve yeni bir insanın katılmasıydı hepsi bu. O yüzden uzun uzadıya ‘köpekle büyüyen bebe’ övgüsü yapmak istemiyorum. Evimizde 3 kişiydik, şimdi 4 olduk. Ve  evet bu  durum ilginç, gözlemlemesi keyifli bir şey. Ve evet kızım için de şahane bir deneyim. Ama inanın bunlara kafa yormaya bile gerek yok. Hayat o kadar güzel akıp gidiyor ki, siz, kediniz köpeğinizle bugüne nasıl geldiyseniz bundan sonra aileniz büyüyerek devam edecek. Küsenler olacak, birinden birine yetemediğiniz anlar olacak ama biz bir aileysek hepimiz için uygun bir hayat, bir orta yol bulunacak.

Hayvanların kılı, tüyü, paraziti en çok sorulan ve insanı bunaltan konu. ”Köpek kılı kanser yapıyormuş!’. Evet teyze, biz manyağız, böyle deli riskler alıyoruz zevk için… Böyle kıl, tüy, parazit gibi konularda sadece veterinerinizden destek alın. Başkasına da kulak asmayın derim. Korkacak bir şey yok. Eğer hayvanınız bakımlı ve sağlıklıysa, insanlar gibi grip bile bulaştırmayan, bebeği öpen yengelerden daha zararsız bir canlıya dönüşüyor =) Eş dost bunu anlamıyorsa, sizi de evhama sürüklemeye çalışıyorsa sessiz olmalarını söyleyebilirsiniz. Cidden yani kime ne? O çocuğunu klorakla yıkasın, beriki ciflesin, bizimki de tüy yutsun, kime ne? Olur da çocuk doktorunuz da bunun uygun olmadığını söylerse ikinci bir doktordan görüş alabilirsiniz. Bana denk gelmedi ama bir arkadaşımı üzmüştü bir doktor. Sonra öğrendik ki kendisi hayvan sevmezmiş. Bilimsel değil duygusalmış tepkisi…

Artık şu bilinen bir şey: Büyüdüğü evde bir hayvan olan çocukların alerjiyle karşılaşma, astım olma olasılığı, domestoslu evde büyüyen çocuktan çok çok daha az. (İsveçli bilim adamları %13 daha az diyor. Bkz. burada) Bebeklerimizin tozla, toprakla, tüyle erkenden tanışmasının kötü hiçbir yanı yok. Bağışıklık sistemi at gibi olur hatta ne güzel. (Çok nadiren evdeki hayvana alerji gelişebiliyor, o durumda ne yapılır, nasıl bir yol izlenir bilmiyorum ama bunu ancak öyle bir şey olursa düşünmek lazım.) Çok tüy döken bir hayvancığınız varsa tüy dökme mevsiminde tıraş etmeyi deneyebilirsiniz. Ve, ya güçlü bir dikey süpürge ile sık sık evi süpürebilir ya da paraya kıyıp bir dyson elektrik süpürgesi alabilirsiniz. (aman ha tam yaz ortası ya da kış ortası tıraş etmeyin, tüylerin yalıtım özelliği gidiyor, hayvanlar daha çok sıcaklıyor ya da üşüyor. mevsim geçişlerinde, baharlarda tıraş ettirin.) 

Temizlik demişken, bebeğiniz, kediniz, köpeğiniz yerlerde geziyor. Elleri, patileri hep yere değiyor. Aman ha sirke gibi doğal şeyler ya da arap sabunu ya da benzer organik temizleyiciler dururken %99,9 bakteri öldürür diye satılan zehirlerle ev temizlemeyin. Hem bebeniz emekledikçe yalayacak hem de hayvanlarınızın patileri için iyi değil. (Buraya ‘zehirsiz ev yazısı’ ekleyeyim bir ara.)

Eveeet kıl tüy mafyasına açık mektup bölümü bittiğine göre gün nasıl geçiyor biraz onu anlatayım.

İlk aylarda kızım slingde dururken biz Diren’le gezerdik. Evdeysek kızım ağladığında Diren odadan çıkar giderdi. Yok ağlamıyorsa beraber takılırdık. Ama tabii aralarındaki iletişim uzuuun bir süre ‘yoktu’. Sonradan zaman geçine,  önce kızım Diren’e tutuldu. Sanırım 4 aylıkken Diren’i görünce bariz seviniyordu. Şimdiyse düştüğünde, ağladığında moral olsun diye yanına götürüyorum hop diye Diren’e sarılıyor.  ❤

Bugünlerde genelde kızım yerde oynuyor, Diren de ya bana yakın takılıyor ya da benden sıkılmışsa kızıma yaklaşıyor. Eğer Diren’in ağzında ‘topu’ dediğimiz herhangi bir oyuncağı varsa kızım onu çoook istiyor ve Diren’in tepesine tırmanıp ısrarla oyuncağı almaya çalışıyor. Alabilirse ben devreye girip bıraktırıp hayır falan diyorum ama yalan. Ben oyuncağı ağzına sokmasın diye uğraşırken, geçen bi baktım Diren’in yağmurdan ıslanmış göğüs tasmasını emiyor. Delirmek geride kaldı, tadını çıkarıyorum artık =)

Diren geceleri bizim odada yatıyor, hayatından memnun. Kızım da 2 aydır kendi odasında. O yüzden meydan biraz Diren’e kaldı diyebiliriz. O da iyi oldu. Dördümüz aynı odadayken oksijen bitiyordu sabaha karşı =)

Ek gıda dönemi ile yeni bir süreç başladı. Kızım elindekileri döke saça yiyor, arkasından Diren yerleri temizliyor, ben de sirkeyle siliyorum. Tam bir ekip işi oldu bu ek gıda =).

Bundan sonraki aylar, haftalar ne getirir bilmiyorum, değişik bir şey olursa zaten paylaşırım fakat tek emin olduğum artık birbirlerini daha da çok sevdikleri. Diren bile bana çaktırmasa da kızımı kolluyor göz ucuyla. Ama hiiiç oralı değilmiş gibi davranıyor hala. Ben de gülerek izliyorum oğlumun o çaktırmayan bakışlarını.

Böyle bir aileye sahip olduğum için çok şanslıyım. Eğer Diren bir sebeple yanımızda olamasaydı, kızımla tanışamasaydı çok çok üzülürdüm. İyi ki her şey yolunda, iyi ki bir aradayız.

Evet, biraz dağınık bir yazı oldu, neresinden tutacağımı bilemedim yazdım durdum. buyrun bebekli köpekli hayata hazırlık listesine:

  1. Toksoplazma testi. – Köpekli (kedili) evde hamile kalacaksanız ve planlı olacaksa önden toksoplazma testi yaptırıyoruz. Eğer pozitifse, toksoplazma geçirmişsek zamanında sorun yok, bundan sonra rahatız. Yok eğer geçirmemişsek, hamilelikte toksoplazma geçirmek bebeğe zararlı olduğu için dikkat ediyoruz. 9 ay kakaları kocamız topluyor. İster kedi kumu olsun ister sokakta kaka yapan köpek, durum bu. Ha bir de, yediğimiz etlerden de geçer bu meret, tek sorumlusu hayvan dostlarımız değildir. Detaylı bilgi için: Toksoplazma nedir diyenleri google’a davet ediyorum.
  2. Köpeği hazırlamak. – Biz Diren’i nasıl hazırladık bilmiyorum. Hamileliğimin farkındaydı ama öyle süper farkında mıydı onu da bilmiyorum. Bebek odası yapmadık ki girip koklasın. Ben karnıma yatırıp uyuyordum, oradan anlıyordu bence. Başka bir ‘köpeği hazırlama’ önerim yok maalesef. Yine de en azından bebek eşyaları, bebek arabası, beşiği gibi şeyleri bir süre önceden evde hazır edip göz alıştırmakta fayda olabilir. Bir de, bebekten 1 hafta önce gibi bir iç ve dış parazit tekrarı yapıp hazırlanmak iyi fikir.
  3. Bebekle ilk karşılaşma. – Bunun provası olmaz ancak hayvanınızı iyi tanımaya bakar. Kimi hayvancık biraz mesafelidir, zaman ister. Kimisi çok atlar zıplar, biraz dikkat ister. Ama ilk günden bebeği göstermek, süreci baştan geciktirmemek bence en iyisiydi. O yüzden, evdeki insanlara bile merhaba demeden, usulca girdik, elimizde anakucağı sepetinde kızım, Diren’in yanına gittik. Önce ben sevdim, kokladı beni. Muhtemelen doğum yaptığımı anladı. Kokular, hormonlar… Sonra hemen Ela’yı uzattık burnuna. Önce kokladı, sonra da, yavru köpeklerde de kaçtığı gibi, hop diye kaçtı. İlk karşılaşmadan sonra bir süre bizi izledi.
  4. Köşe kapmaca oynamak yok. Bu da yine köpeğinizin huyuna bağlı. Diren çok havlayan bir köpek olmadığı için- ki havlamasına bile alışıktı kızım anne karnında. Biz hapşırsak irkilen bebe Diren havladığında uyanmıyordu =) Biz de Ela uyurken odadan çıkarmakla falan uğraşmadık hiç. Emzirirken hep bir yanıma gelip yattı Diren. Fakat bebenin ilk 3 ayı biraz ağlamalı ve gazlı olunca Diren bizden sıkılıp başka odalara gidiyordu. Zamanla daha çok bizimle takılır oldu.
  5. Güvenlik. – Hayvanlarımızı çok seviyoruz, güveniyoruz. Ama insan bile olsa kardeş kıskançlığı olabiliyorken, aynısı kedi köpek için de geçerli olabilir. Ya da istemeden zarar verebilirler. Bu yüzden, kızım yere yakın duran anakucağında uyuyorsa, biz yokken aynı odada yalnız kalmalarına izin vermedim. Diren’in alışma sürecinde nasıl naif olduğunu bilsem de, temkini elden bırakmadım. İlk 4 aydan sonra zaten aralarında göz teması başladı ve Diren de Ela’nın bir insan olduğunu iyice anladı.
  6.  Aman sevgisiz kalmasın. – İster istemez bütün ilgim kızıma kayınca, evde Diren’le beraber güzel vakit geçirsek de gezmelerimiz azalmıştı ilk başta. Bunu sling ve kanguru ile çözüp çok güzel yürüyüşler yaptık. Ama benim yetişemediğim yerde eşim işten geldiğinde bol bol oyunlar oynadı, uzun uzun yürüyüşler yaptı. Bu süreçte Diren daha çok eşime bağlandı ve kendini ihmal edilmiş hissetmedi.
  7. Hayat normale dönüyor. – Evet eskisi gibi olmuyor ama hayat baya normale dönüyor. Bundan hayvanlarımız da nasibini alıyor. Bu yazıyı yazarken kızım  kendi saç fırçasıyla Diren’i taramaya çalışıyordu mesela =).
  8. Köpeğinizi koruyun. – Buraya varana kadar hep kızımı korumuştuk ama artık Diren’i koruyoruz. Çünkü kızım güçlendi. Hızla Diren’e çullanıp ağzından oyuncağını almak istiyor, kulaklarını ”sevgiyle” yoluyor. Diren yavrum gık demese de canı acısın istemiyorum. Ya da ani bir hamle yapıp kızımı uzaklaştırayım derken incitsin de istemiyorum. O yüzden ikisi de gözümün önünde artık. Tuvalete giderken falan kızım oyun oynuyorsa Diren’i yanıma çağırıyorum. Böylece dip dibe olmadıklarından emin oluyorum. Benden bu kadar sevgili patili analar babalar. Umarım kedinizle, köpeğinizle, mis gibi bebeğinizle güzel günleriniz olur. Endişeye mahal yok ❤
Reklam

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Twitter resmi

Twitter hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s