Bugün Silifke’yi öven bir Yunanlıyla tanıştım

Ucu memlekete dokunan gece hikayesi: Hamburg’da bir pasaj, pasajda bir kafe. Ela’ya yiyecek bir şeyler bakıyorum, şu kapaklı kek kutusu gibi standın içinde pizza gibi bir şey var. İçindekileri soruyorum, biraz keçi peyniri biraz da sebze varmış. 🍀Tam siparişi vericem, içime sinmiyor, kusura bakmazsanız diyorum, tazedir di mi bunlar? Hem garson, hem kasiyer hem de şef olan adam gülüyor. Tabii, taze yapıp donduruluyor, burada günlük ısıtıyoruz. “I give you my insurance” diyor kırık İngilizceyle, “garantisi benim” diyor. Tam ben acaba bizim coğrafyadan mı diye düşünürken soruyor, “Türk müsün?” Hah diyorum evet, sen kimsin kimlerdensin? Dimitry imiş, dedesi Silifke’de yaşayan gayrımüslimlerdenmiş. 1921’de mübadeleyle dönmüşler Yunanistan’a. Büyük halası aşık olmuş kalmış Silifke’de. Hiç gitmedim ama orada 30-40 akrabam vardır en az diyor.

Hiç gitmemiş ama bana Silifke’yi övüyor 🙂 Şöyle turistik, böyle feribotu var Kıbrıs’a gider diye diye. Dur diyorum lafını unutma. Benim dedem de Selanik Kesriyeli!

Hemen gösteriyorum haritadan, Arnavutluk sınırında, Arnavutların yaşadığı bir Yunan kasabası Kesriye. Laf Mareşal Tito’ya bile geliyor hızlıca. Dur diyorum sen dur, ben arada uğrarım buraya.

Dimitry Ela’ya sesleniyor, kızımm diyor, haydi atta diyor. Annesi babası şakır şakır Türkçe konuşurmuş Dimitry’nin. Bunlar klişe hikayeler belki ama işte insan kendi başına gelince, bir tuhaf oluyor.

Muhtemelen dedemin Kesriye’de başlayıp Ereğli’de biten hikayesi ile Dimitry’nin ailesinin Silifke’de başlayıp Atina yakınlarında biten hikayesi bir sürü ortak şeyi taşıyor.

Hiç ummazdım diyorum, Hamburg’un en klas pasajında bu muhabbetin döneceğine. Ohoo dur sen diyor, şu köşedeki dükkan Çekoslav göçmeninin, yandaki iki dükkan Bosnalıların, pasaj komple balkanlar ve adriyatik 🙂

Yaşarım diyorum. Böyle böyle, geze geze. Her gittiğim yerde Dimitrylerle sohbet ede ede yaşarım.

Acayip hikayelerimiz var hepimizin ve bazen böyle anlarda pat diye ortaya dökülünce hayatın kıvrak ve keyifli anları oluşuveriyor.

Sıkıcı bir gözle bakmak isteyene: Zennu bugün kafede bi garsonla tanışmış, adam mübadil Yunanlıların torunuymuş.

Benim gözümden görene ise böyle tatlı bir hikaye.

One Comment Kendi yorumunu ekle

  1. Eda dedi ki:

    Kesinlikle çok tatlı bi olay olmuş 🙂 biz Türk anaları da her yerde belli ediyoruz kendimizi :))

    Beğen

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Twitter resmi

Twitter hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s