Bugün, kızımız bezi bırakalı 2 hafta bitti bile. Şimdi, rahatlıkla anlatabilirim süreci.
Nasıl karar verdik?
Bu işe de her işe olduğu gibi eşimle beraber giriştik ve yine çoğu konuda olduğu gibi fikir benden çıktı. Kızımla daha uzun vakit geçirdiğim için az çok izliyordum. O yüzden öncülük edebildim. Kızım uzun süre kuru bezle durup sonra foşşşş diye çiş yaptığı için gece bodyleri ıslanıyor, gündüz de yine saatlerce kuru gezip birden yapıyordu. Bu benim gözümde yeterliydi. 1,5 yaşında bir dönem kaka ve çişi çok güzel gösteriyordu ama kreş destek olmayacağı için yarıyıl tatilini beklemek istedim ve biraz daha büyümesi iyi olacak gibi gelmişti.
İlk adım: Ortam hazırlığı
Birkaç ay önce de eve lazımlık ve tuvalet aparatı almıştık. Arada deniyor arada reddediyordu, zorlamadık da ortadan da kaldırmadık. evin bir oyuncağı oldu bu aletler.
Şu kitabı aldık ve baskı kurmadan, kitap okumak için okuduk. Çocuğa mesaj verme kaygımızı bastırdık, öylesine okuduk geçtik:
İkinci adım, bolca okuyup kafayı rahatlatmak ve kakalı çişli senaryolara hazır olmak.
Tuvalet iletişimi denen şahane şeyi (0-18 ay makbuldur diyorlar) yapmamış olsam da, tüm detaylarına hakimdim. BYBO gibi garip grubun bana en büyük katkısı bu ve Tomris’in Emzirme Notları’dır, daha doğumdan önce print edip baş ucumuza koymuştuk ikisini de, neyse… Sonra bunu eş dostun tuvalet maceralarından gelen bilgilerle harmanladım ve şunları anladım:
- Sabah uyanır uyanmaz, her öğünden önce ve sonra tuvalete götürerek başlayacaktık. Bunu yaparsak zaten işin büyük kısmı bitiyordu.
- Akşama doğru biraz daha az su verecek, gece yatarken içtiği suyu azaltacaktık.
- Gece de bez takmayıp aynı anda bırakacaktık. (Sonra bundan vazgeçtik, detaylar aşağıda)
- Gezmeye de gitsek, dışarı da çıksak beze dönmeyecektik.
Üçüncü aşama: Bezi geride bırakıyoruz
İlk günler hep evdeydik. Lazımlık salonda, mutfakta, koridorda her yerde bizimleydi. Kızıma evde artık bezin bittiğini, bizim gibi tuvalete gidip gelebileceğini ve BİZİM ONA YARDIM EDECEĞİMİZİ anlattık. Bezsiz, kış olmasına rağmen donsuz gezdi (alıştırma külodu ne saçmaymış ya, ha o ıslanmış ha eşofman, ne farkı var ki? sırf masraf kapısı) ilk günlerde çoğunlukla. Sadece ayakta patik ve çoraplar vardı. Gerçi sonra çok sık çiş yapar hale gelince kuşburnu çayı içirip eşofman giydirdik =)
- İlk güne dönersek; sabah uyandığında bezi çıkardık ve bez bitti dedik. Lazımlığı ve tuvaleti gösterdik. Önceki günlerde ben arada bezsiz bıraktığım için denemişliği vardı.
Sabah kalkar kalkmaz çiş yapmak istemedi, sonraki soruşlarımı da ııhh naynn diyerek reddetti ve anne çişşş dediğinde altı ıslanmıştı=) bize de iyi bir malzeme çıktı. Sarıldık, ‘ne kadar güzel çişin rahatça aktı, artık bezin içinde durmasına gerek yok ohh oley yaa’ dedik. Ama istersen arada tuvalete yapar el sallarız arkasından dedik. Sonra ara ara sormaya başladık.
Çoğunda tuvalete hemen oturdu, bazen de reddetti. O zamanlarda ısrar etmedik. Hakkaten çişi yokmuş meğer.
Tuvalete oturmak istemediğinde ‘aa ama burdan görüyorum çişin tam şurda’ deyip çişine merhaba dedim. Buna baya güldü nedense =)
İlk günler oturduğu anda yapamıyordu. Biraz rahataltıyor, eline bir kitap verip dikkatini gevşetmesini sağlıyorduk. Sonra adım adım içtiğimiz suyun nasıl çiş olduğunu ve nasıl çiş yaptığımızı anlattık. Zaten bizim evde kızım sağolsun tuvalet kapısı allah kerim olduğundan az çok olaya hakimdi.
İlk gece yattığında birkaç saat sonra çişe kaldırmak istedik ama uyanmadı ve ayılmadı hiç. Sabaha kadar kuru durdu, kontrol ettik hep. En sonunda sabah 6 gibi yaptı. Alezi söküp çarşafı değiştirip yatırdık, uyumaya devam etti.
2) Ertesi gün uyandığımızda çişe götürdük, hemen kabul etti. 1 günde bile baskısız olunca etkiyi gördük. Ama heyecana gelip çok sık sorduk aralarda ve reddedip altına yaptı, resmen strese soktuk çocuğu ve hemen vazgeçtik. Bizim için dev bir öğrenme süreci bu ya, kesinlikle anne baba eğitimi.
İkinci akşam da gece kaldırmadık, işin ilginci, sabaha kadar uyuyor olmasıydı, işimize geldi. Sabah 7’de çiş yaptı uyanmadı ama. Biz takip edip yakaladık, yatağı değiştirdik ve yine uyudu.
3) Üçüncü günde artı rahatlamıştık. Çişini yaparken değil artık ‘yapmak üzereyken’ söylüyordu ve eşofman ıslansa da çişin bir kısmını lazımlığa yaptırmaya yetişebiliyorduk. Sık sormayı değil komple sormayı bıraktık, bu sayede zaten söylemeye başladı. Biz artık 3 saati geçerse hatıraltmaya karar verdik.
Üçüncü gece, üşüttü müdür nedir acayip sık çiş yaptı, az az ama bütün yatağı ıslattı diyebilirim. her bir köşesine havlular serdik, yedek alezimiz yoktu, rezillikler yaşadık kendi çapımızda ama yılmadık.
4) Dördüncü gün artık çiş yaklaşırken söylemeyi deniyordu. Hala birkaç damla eşofmana denk gelse de iyi gidiyoruz dedik.
Dördüncü gece bana gelenler geldi. Çok çiş yaptı ve uyandı, üzüldü, içerledi çiş yaptığına.
5) Beşinci gün, çişin anonsu ile yapımı arasındaki süre biraz daha uzadı. Sormuyoruz, çok nadir hatırlatıyoruz ve kazasız geçiyor hem evde hem dışarıda hayat.
Sadece gece bezi takmak için araştırdım ve GECE ve GÜNDÜZ AYNI ANDA OLMALI çetesine inat, gece strese girdiği için çiş yaptığını düşünerek ona gece külodu adı altında bez taktım (Eşim bunun bütün süreci silmek ve beze dönmek olarak etki edeceğini düşünüyordu)
Ve gece çişin gelirse ‘anne, baba çiiiş’ de, biz yardım ederiz sana dedik.
Bilin bakalım ne oldu? BİNGO! Kızım o gece bir kez uykusunda inledi ve söylendi, hemen koşup yatağının içinde lazımlığa oturttum, sarıldım, yap kızım dedim yaptı. VE sabaha bez kupkuruydu. Uyanır uyanmaz çiiiş dedi. Kızımı doğru takip edip tanıdığım için eşim de kadehini bana kaldırıp tebrik etti.
6) Altıncı gün ve sonrası günlerde git gide erkenden haber verir hale geldi. Artık çok rahatız. Çişi geliyor, haber veriyor, sıkı tut çişini diyorum, bir tuvalet buluyoruz ve o ana kadar bekliyor. Geceleri yatmadan son kez çiş yapıyor lazımlığa,
NOTLAR ve EKSTRALAR
Evden çıkmadan çiş yapmak istemediği zamanlar da oldu elbette, acaba dışarıda kaçırır mı dediğimiz anlar, ama kaçırmadı. İlk hafta, daha 3. gün bir doğum gününe davetliydik. Orada da bezsizdi kızım ve 4 kez tuvalete götürdüm, oyunlar oynadık, sadece 2 kez çiş yaptı ama hayatından memnundu. Beze dönmeyi ihtimal olarak hiç görmedik, elbette o dönerse dönecektik ama doğal bir geçiş olacağını biliyordum.
Ara ara aklına bez geldiği oldu ama ben artık kullanmıyorsun dediğimde evett dedi sevinçle. Kafası karışık çocuğa en iyi şey bence baskısız ama net bir duruş.
İlk hafta acayip çamaşır çıktı. Hem yatak hem de eşofman ve bodylerden. Eşim sürekli yatağı havalandırma, yatağı çarşafı sökme ve çamaşır işine bakmasa ben girişemezdim. Eğer size yardım edecek biri yoksa, bolca çarşaf ve alez alın, bir günde 3 takım gidebiliyor. Bol çarşaf, bol havlu ve body ile hazırlık yapabilirsiniz. Bir de hasta bezleri var alt açma örtüsünden daha büyük, çarşaf yerine onu da serebilirsiniz.
Biz öğlen hiç bez takmadık, sadece gece uykusunda ve o bez de 2 haftada 3 kez ıslak çıktı. Aşırı yorgun değilse, gece uykuda 1 çiş ile sabahı ediyor. Ben beze güvenmesini sevdim stresini azaltmak hoşuma gitti, şimdilik ellemeye niyetim yok. Muhtemelen kuru bezler arka arkaya uzun süre giderse o zaman çıkarırız.
Dışarıda tuvaletlerde klozeti antiseptik spreyle siliyorum eczaneden almıştım. Ve ya kağıt klozet örtüsü ya da peçeteler serip oturtuyorum. Önünde de ben çöküyorum bana sarılıyor. Bırak çişini, sesini duyalım diyorum, hemen yapıyor. Hijyen kaygısı olanlar için bizdeki şu aparatı öneririm: Annemde kalmıştı şimdi kavuştuk, yanımda taşırım artık.
Uçaktaki tuvaletten korktu mesela, girdi ama bezimi değiştir bu masada dedi. Bezin yok dedim ‘bezim yook ‘ diye sevindi. uçaktan inince havaalanında yaptı.
Bezliyken her gün yaptığı kaka bu düzende ilk başta 2-3 günde bire düştü. Fazla sormadık, kakan gelirse söylersin dedik. Kokulu pırtları takip ettik. Bir iki kez kaka çıkmaya başlamışken yakaladık, aa kaka dedik, kaka yok dedi, olsun otur bakalım dedik. Oturtunca da karşısında ıkınıp kakasını nasıl ittireceğini gösterdik. Zamanla 1,5 günde 1’e çıktı yeniden kaka.
Sonradan sorular gelirse yazıya devam ederim, şimdilik bu kadar diyebilirim.
Bezsiz bebeğe inanılmaz bir güzellik, bir özgüven geliyor, resmen çocuk olduğu anmış. Bizim evde zamanlama ve yaklaşım buydu ve çok güzel tuttu. Sizde nasıl tutacağını da en iyi siz bilirsiniz. Pek çok konu gibi, bu da ‘annenin başarısı’ değil annenin, babanın, bakanın rahatlığıyla mümkün oluyor ve bebeğe şans vermekle alakalı. Fırsat verince yapamadığı bir şey görmedim henüz kızımın, bunda da şaşırtmadı. Hatta içten içe biliyorum ki buna 1,5 yaşından beri hazırdı ama ben erteledim, kreş de ‘tam söylediği zaman yardımcı oluruz’ dediği için girişememiştim.
Eşekler çok akıllı ve çok tatlılar. Biz bazen fazla tembel ya da kaygılı olup engel olabiliyoruz. Kendime de not olsun bu. ❤