Sabah çok çişim gelmiş. Hamilelikti, coviddi, bol suydu, vitamindi… Hepsi içimde çiş olup çağlıyor desem yeri. Sabah tatlı uykumdaysam, beni bir alarm gibi uyandırmaya çalışan çişimi erteleyip biraz daha uyuyorum bazen.
İşte o alarmdan sonra rüya görmeye alışık olanlar bilir, rüya öyle tatlı geliyor ki bırakamıyorum. Uzattıkça uzatıyorum.
Bu sabaha Diren’le uyandım. Öldüğünden beri hiç görmemiştim. Ne kadar özlemişim 💛.
Rüyada bir sürü katman var. Biri yanında olduğum insanlarla yaşanan diyaloglar, biri denizin dibine kadar tesisi genişletmiş, canımı sıkan işletme. Bir diğeri, işletmenin ufacık, kundaklı torunu. Nasıl seviyorum küçüğü…
Ve Diren. Öldüğünden daha genç. Biraz daha hareketli. Tüyleri tıraşlı. -Aslında artık tıraş ettirmiyorduk doğal bir yalıtım olduğunu öğrendiğimizden beri.- Ama rüyada öyleydi işte.
Denize girdi çıktı. Yüzüşünü anımsamıyorum, deniz kenarına çıkmış hali orada. İşletmenin köpeği geliyor. Biraz boğuşuyorlar, oynuyorlar. Pat diye kendini yere atınca içim cız ediyor.
Zaten ıslak, tüyleri ağır, kalkamaz ki şimdi diyorum içimden. Biraz zorlanıyor ama kalkacak gibi yapıyor.
Eğilip seviyorum, sıcacık, bir değil iki köpeğe yetecek derisi ile, yumuşacık.
O sırada kaç kişi kaç lahmacun yiyecek hesabı yapılmaya başlanıyor. İşletme sahibi bebeği sevmemden rahatsız oluyor. Denize pis bir akıntı geliyor.
Galiba rüyamın sonuna yaklaştığımı hissettiğim için, ikinci kez ve ısrarla bastıran çişime kızıyorum.
Biraz daha uzatmaya çalışıyorum fayda etmiyor.
Tekrar bir rüyada görüşene dek, özlemeye devam canım oğlum.
💛