Son zamanlarda okuyup çok çok sevdiğim, anneliğimde yolu aydınlatan bir kitabı paylaşmak istiyorum:
Yazarı: Hal Edward Runkel, Evlilik ve aile terapisti, ilişki koçu
Basım yılı: 2017
Sayfa sayısı: 182
Kim okusun? Anne baba olan ya da olmayan tüm insanlar okusun. Ebeveynseniz, ”Ben zaten bebeğime bağırmıyorum ki!” diyerek bu kitabı köşeye itmek çok büyük hata olur, yapmayın. Hele gele ben zaten ebeveyn değilim diyenler çok büyük yanılgıya düşer. Bu kitap herkes için şahane bir ilişki düzenleyici, güzel bir pusula olabilir.
Kim okumasa da olur? Ben bütün ilişkilerimi düzenledim, gönül rahatlığıyla hayatta ilişkiler konusunda olmak istediğim yerdeyim diyenler. Öyle biri var mı bilmiyorum ama yazdım.
Ben bu kitabı nereden duydum? Kitabı çevirmeni Ebrar Güldemler’in arkadaşları sosyal medyada paylaşınca duymuştum sanırım. Son zamanlardaki çeviriler içinde çok temiz bir çevirisi var diyebilirim.
Kitaba gelirsek…
Yazar kitabı yazarken ‘bağırmak, bağırmayan ebeveyn olmak’ kavramını kolaylık olsun diye kullanıyor. Siz zor durumlarda kendinizi içe kapatan bir ebeveyn misiniz? O zaman kitabın başlığı sizin için şöyle oluyor, ”Zor anlarda içe kapanmayan ebeveyn olmak,” ya da aşamayacağınızı hissettiğiniz bir zorlukta pes edip taviz mi veriyorsunuz, o zaman başlığı ” Sıkıştığında taviz vermeyen kararlı ebeveyn olmak,” diye okuyun. Eğer ebeveyn değilseniz de bu kitabın gösterdiği yol sayesinde hem işte hem evde ilişkilerinizi düzenleyebilir, sizi strese sokacak golleri yememek için önleminizi alabilirsiniz.
Kitabın girişinde, yazar bu kitabı nasıl okumamız gerektiğini açıklarken şöyle diyor:
Hepsinden önemlisi, bu kitapta size ilişkilerinizi değiştirmede ilham olabilecek kısımları alın ve gerisini boş verin. Dilediğiniz ilişkilere sahip olmak ve istediğiniz ebeveyn olmak için söylediklerimin hepsini yapmak ve kabul etmek zorunda değilsiniz. Sonuçta tüm yapmanız gereken, sakin kalmayı öğrenmek.
Kitapta ilişkilerimizde ve çevremizdeki insanlarla iletişimimizde sık yaptığımız ve bizi daha da kötüye sürükleyen hataları net bir biçimde görüyor insan.
Çocuklarımızdan değil çocuklarımıza karşı sorumlu olduğumuzu hatırlatıyor, açıklıyor. Çocuklarımızı hem nasıl sakin ve özgür bireyler olması için destekleyebileceğimizi hem de nasıl kurallara uyacak çocuklar olabileceklerini tane tane anlatıyor. Sakın aklınıza ‘çocuğunuza şunu bunu yaptırmanın yolları’ tadında yaklaşımlar gelmesin.
Bu kitap sayesinde hem Ela’ya hayata dair nasıl beceriler kazandırmam gerektiğini öğrendim hem de alan açmak, sınır koymak gibi birinden birini abartırsak işlerin dengesizleşebileceği konularda nasıl hareket etmem gerektiğini kavradım.
Etiketlerin ilişkilerde ve karakterlerde nasıl rol oynadığını, meşhur lafımızdaki gibi, ”Bir şeyi kırk kere söylersek,” nelerin olabileceğini hatırladım.
Birbirimizi boğmadan, eşimize, çocuklarımıza ya da arkadaşlarımıza ve hatta kendimize hem kendilerini gerçekleştirmek ve ifade etmek için yer açmaya, hem de sorumluluklarını bilerek yaşamaya dair çok çok güzel bir kitap. Üstelik dili çok akıcı, hop diye bitiyor.
Fikir vermesi için bölüm isimlerini paylaşayım:
- Çocuklarınızın ihtiyaç duyduğu o ‘havalı’ ebeveyn olmak
- Kontrollü olamıyorsanız sorumlu da olamazsınız
- Büyümek zordur, özellikle de yetişkinler için
- Soğukkanlılığınızı korumak alan yaratmaktır
- Çocuklar kendi odalarına ihtiyaç duyar
- Direnç beyhude, judo ebeveynliği deneyin
- Sakin kalmak yer yaratmaktır
- Ebeveynler duygusal tonu ayarlayarak masayı kurar (ya da tam tersi)
- Bırakın çığlığı sonuçlar atsın
- Kendinizi harekete geçirmek
- Oksijen maskesini önce kendinize takın
Bölümlerin sonunda içe bakış soruları var. Bölümde bahsedilen konuyu kendi çocukluğunuzda, ebeveynlerinizden nasıl gördüğünüz, şimdiki ilişkilerinizde nasıl yaşadığınız üzerine düşündürme soruları bunlar.
Bazı bölümler aynı şeyi döne döne söylüyormuş hissi verse de aslında her bölümde farklı bir şey anlatıyor o yüzden size tavsiyem hızlı ve yüzeysel okumamanız. Kulak verince çok daha iyi duyuluyor.
Umarım beğenirsiniz. Okuyanlar ekleme yapmak istersen yorum olarak yazabilirsiniz.
Bir sonraki kitapta görüşmek üzere,
❤
Z.
çocuklarımıza bağırmamak için okumaya ihtiyacımız yok incitmemeye kırmamaya ileride oluşabilecek psikolojik çöküntüye uğratmamak için sakin dingin çocugunuzu sevmeli onu dinlemeli ve konusmasına izin vermelisiniz bu şekilde özgüveni yüksek çocuklar yetişir diye düşünüyorum
BeğenBeğen
Merhaba, yorumunuz için teşekkür ederim ama kitabın konusu bağırmamak değil aslında. Bunu yazıda da açıklamaya çalışmıştım. Burada yazarın bağırmak diye nitelendirdiği şey ‘kriz anında aldığınız tavır’ eğer içinize kapanıyorsanız, çocuğunuzdan uzaklaşıyorsanız ya da tam tersi çekişmeli bir tartışmaya giriyorsanız hepsi sayılıyor. O yüzden, elbette şefkatli olalım fakat bazı gerçek teknikleri ve hatta aslında kendimizi tanımamızı sağlayan bu tür yayınları da okuyalım. Ben bağırmıyorum deyip geçmelik bir kitap değil, bilmenizi isterim. <<3
BeğenBeğen
Benimde çok sevdigim bir kitap oldu. Kisa ve net anlatiyor bence derdini. Ben en cok oksijen maskesini kendine takmak kısmını beğenmiştim. “Kendimi senin yararin için seviyorum” sözüne bayıldım gerçekten. İlk önce biz bedenen ve zihnen saglikli olmalıyız ki cocugumuza da bunu yansıtabilelim. Türk tipi anne bakış açısına ters tabi. Biz saçımızı supurge etmeyi seviyoruz ve o yönde baski goruyoruz hep çevremizden.
BeğenBeğen